Bazen bizi birden bir korku sarıyor ve kontrol ediyor. Bir şey yapamıyoruz. Nefesimiz kesiliyor. Kalp atışımız artıyor. Ne yapacağımızı bilemiyoruz. Panikliyoruz. Panik atak mı olduk acaba? Belki de. Fakat her panik ağını panik atak anlamına gelmiyor. Panik atak bazı insanlarda adeta hastalık durumuna dönüşüyor ve tüm hayatlarını kontrol ediyor. Panik atak tam nasıl bir hastalıktır, herkes panik atak olabilir mi ve nasıl önlemler almak gibi birçok sorulara uzman psikolog ve psikoterapist Evin Güldoğan açıklık getiriyor.
Panik atak nasıl bir hastalıktır?
Panik atak bozukluğu aniden ortaya çıkan ve zaman zaman tekrarlayan, kişide ölüyormuş hissi yaratan atakların olduğu, kişinin hayatını sabote eden ve dengesini bozan psikolojik bir hastalıktır. Panik ataklar kişide yoğun kaygı ve korku yaratır. Ataklar genellikle birdenbire başlar ve giderek şiddetlenir ve hastalar o anda durdurmanın mümkün olmadığını söyler. Her atak kişi için ölmekle aynı anlama gelir ve kişi daha önce onlarca atak yaşamışsa olsa bile bir sonraki atağın onu öldüreceğini düşünür. Kişiye kendini çok çaresiz hissettiren bir hastalık olup mutlaka profesyonel yardım almayı gerektirir.
Peki panik atak olduğumuzu nasıl anlarız?
Hastalığın en temel ve kişiyi rahatsız eden belirtisi kontrolünü kaybetme ya da çıldırma ve ölme korkusudur. Panik atağın belirtileri genellikle göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma, çarpıntı, kalbin kuvvetli ya da hızlı atması, ter basması, nefes alamama ya da boğulur gibi olma, baş dönmesi, bayılacak gibi olmadır. Ayrıca bu belirtilere uyuşma, ateş basması, bulantı, karın ağrısı, titreme, kendini ya da çevresindekileri değişmiş ve farklı hissetmek de eşlik edebilir.
Hastanın günlük hayatını nasıl etkiler?
Panik bozukluk kişinin günlük hayatını doğrudan etkiler. Şöyle ki kişi bir daha ne zaman panik atak geçireceğini bilmediğinden her an yeni bir atak yaşayacağını düşünerek kaygılı bir bekleyiş içine girer ve tüm yaşamını buna göre şekillendirmeye başlar. Bazı hastalar panik atak yaşadığında müdahale edecek birinin olmaması durumuna karşı tedbiren yalnız dolaşmamaya başlar ya da şehir merkezinden uzaklaşmamaya, hastanelere yakın yerlerde kalmaya gayret ederler. Toplu taşıma kullanamamak, sinema/tiyatro salonlarına girememek en sık yaşanan durumlardandır. Bazen kişi tedbirli olmak adına evden mümkün olduğunca az çıkmaya başlar ve bir süre sonra da evden hiç çıkamamaya, hatta pencerelere dahi yaklaşamamaya başlar. Bu durum panik bozukluğa agorafobi, yani açık alan korkusunun eşlik ettiği durumdur.
Panik atak hastalığı neden kaynaklanır?
Panik bozukluk, aslında gündelik yaşamın içinde sıklıkla ve doğal olarak yaşadığımız terleme, soluk verişte artış, baş dönmesi, kalp ritminde artış gibi bedensel reaksiyonların hasta tarafından felaket gibi algılaması ve yorumlamasına dayanır. Panik atak hastalarına bakıldığında genellikle stresli yaşam koşullarına sahip olan, duygularını ve düşüncelerine karşı tarafa iletmekte sıkıntı duyan, çekinken kişilik özellikleri olan, kendinden çok başkasını düşünme eğilimi olan kişiler oldukları görülür. Genellikle kendileriyle ilgili olumlu düşünmeyen, kendini baskılayan insanlar olduklarını söyleyebiliriz. Ayrıca çoğu zaman geçmiş yaşam deneyimlerinde beklenmedik kayıplara, mesela bir yakınının kalp krizinden dolayı ölmüş olması gibi olaylara rastlarız. Bu durumda kişi kalp atışındaki en küçük bir değişikliği ya da göğüs ağrısını kalp krizi geçirmek şeklinde algılamaya başlayabilir. Normal bedensel duyumları zaman içerisinde bir felaket gibi görmeye ve öleceğini zannetmeye başlar.
Herkes panik atak olabilir mi?
Panik bozukluk ortalama her 100 kişiden 2 ila 3’ünde görülen bir hastalıktır. Panik bozukluk için risk faktörleri vardır. Bunlar daha çok stresli yaşam koşullarına sahip olmak, mükemmeliyetçi olmak, hata yapmaya karşı toleransı düşük olmak, içe dönük yapıda olmak, kişinin alkol gibi madde kötüye kullanım öyküsü bulunması, geçmişinde herhangi bir kaygı bozukluğu ya da depresyon öyküsü bulunması, ailesinde panik bozukluk olan kişiler olması gibi.
Şiddeti neye göre değişir?
Genellikle her panik atak hastası her atakta öleceğini, çıldıracağını düşünür. Ölüm ya da çıldırma, kontrol duygusunu kaybetme kaygısı çok şiddetlidir. Atakların sıklığı ise değişkenlik gösterir. Bazı hastalar günde 3-4 atak yaşayabilmektedir.
Atak sırasında neler yapılması gerekir?
Atak sırasında kişinin yapacağı şey mümkün olan en sakin yere oturmak ya da uzanmak ve bunun daha önce de yaşandığını, bir atak olduğunu, birazdan geçeceğini kendine hatırlatmaktır. Heyecanı artıracak konuşmalardan ve davranışlardan kaçınmak gerekir. Bu davranışlar koşmak, kafeinli ya da alkollü içecekler içmek, sigara içmek gibi davranışlardır. Ayrıca atak süresince kese kağıdı gibi bir torbaya nefes alıp vermenin de çok olumlu etkisi vardır. Panik atak geçiren kişinin çevresindekilerin de sakin olması şarttır. Bazen çevredekiler yardım etmek niyetiyle koştururken farkında olmadan kişiye zarar verebilirler. Az önce saydığımız şeyleri kişi kendisi yapamıyorsa panik yapmadan ve soğukkanlı kalarak yapmasına yardım etmelidirler.
Panik atakla, panik bozukluk arasında ne fark vardır?
Çoğu zaman ikisi aynı anlamda kullanılsa da aslında panik atak geçirilen her nöbetin ya da krizin adıdır; panik bozukluk ise hastalığın genel adıdır. Panik atak sadece panik bozuklukta değil; travma sonrası stres bozukluğu, agorafobi, madde kullanımı gibi durumlarda da görülebilen bir semptomdur.
Panik atak hastası hangi uzmana başvurmalıdır?
Panik atak hastası kişiler zaman kaybetmeden konunun uzmanı olan bir psikoterapistten yardım almalıdır.
Panik atak nasıl tedavi edilir?
Panik bozukluk psikoterapiyle tedavi edilebilen bir kaygı bozukluğudur. En etkili psikoterapi yönteminin bilişsel davranışçı terapi yöntemi olduğuna dair birçok araştırma mevcuttur. Bu terapi yönteminde hastanın, aslında zararsız beden duyumlarına ilişkin yanlış düşünce ve inanışları düzeltilir ve hastanın bu belirtilerle korkmadan baş edebilmeyi öğrenmesi sağlanır.
Panik ataktan tamamen kurtulmak mümkün müdür?
Evet, etkili bir tedaviyle panik bozukluktan tamamen kurtulmak mümkündür. Psikoterapistle güvene dayalı terapötik ilişki sağlanmasının ardından uygulanacak tedavi teknikleriyle belirtiler ortadan kaldırılır ve kişinin tamamen iyileşmesi sağlanır.
Panik atak hastaları için temel kural niteliğinde tavsiyeler
- Panik atak hastalarının bir kere hastalıklarını çok iyi tanımaları gerekir. Bir şeyi tanımadan mücadele edemezsiniz.
- Günlük hayatlarında stresi olabildiğince azaltmalılar. Mesela çözemediği problemler üzerinde çok düşünmeyip, ertelemek gibi.
- Her gün spor yapmak önemli. Ama kapalı spor salonlarında yoğun bir spor senası değil mümkün olduğunca açık havada yürüyüş, koşu gibi hafif egzersizler yapmalılar.
- Beslenmelerine dikkat etmeliler. Özellikle bir öğüne aşırı yüklenmekten kaçınmalılar.
- Alkollü ve kafeinli ürünleri azaltmalılar.
- Her gün gevşeme egzersizlerinin iyileşmeye önemli katkısı var. (sırayla tüm kas gruplarını önce sıkıp sonra gevşetmek şeklinde olabilir)
- Nefes egzersizleri yapılabilir. (Derin nefes alıp içinizde tutun ona kadar sayın ve ağzınızdan üfler gibi yavaş yavaş verin)
- Başka panik bozukluk hastalarıyla bir araya gelip deneyimlerini paylaşabilirler.
panik atak sorunum 2 aydır başladı….çözüm bulamıyorum…yardım için kime nereye başvurmalıyım
Merhaba ben 35 yaşındayım babamı 2003de kaybettim ve o olaydan 3ay sonra panik bozuklugum başladı belki de binlerce kez panik geçirdim onlarca ilaç kullandım yeşil reçeteli ilaç yazdılar ve beni ona alistirdular şimdi o ilaç olmadan sanki yasayamuyorum gibi ve ne yazıkki artık hiç bir doktor bunu yazmiyor günde dört tane ilaç kullaniyorum ama ne yazıkki o ilacın yaptığını dort ilaç yapmıyor 13yil oldu ben bununla yaşıyorum ama bi türlü kurtalamuyorum korkuların üzerine git diyolar ama o kadarda kolay değil çünkü yasaymayn bilmez merak ediyorum beni nasıl iyilestirebilrsiniz çünkü tam bir umut suz vakayim
Başınız sağ olsun. Sizin rahatsızlığının nedeni yaşadığınız kayıptan kaynaklanıyorsa, ilaçlarla onu yenmeniz pek mümkün olmayacak. Ancak tespiti koymak için size doktor yerine birde psikoloğa görünmenizi tavsiye ederiz. Korkuların üzerine gitmek onları yenmek için mantıklı ancak her insanın bir desteğe ve yolunda yardıma ihtiyacı vardır. Bir psikolog size bu desteği ve yardımı profesyonel bir şekilde veriyor ve korkularınızı yenmenizi sağlıyor. Acil şifalar dileriz.
[…] Psikolog Club sayfasında yer alan röportaj için tıklayınız… […]
fıtri yapısında Muiz esması sır yapısı eksik olanlarda sık görülen bir hastalıktır bilhassa güneşlerinin ikinci dekanlrında doğdular ise kaçınılmaz bir hastalıktır ewet…
Facebook sayfamız http://www.facebook.com/PsikologClub dan böyle bir soru geldi:
‘Merhaba. Ben, yaklaşık 6 yıldır panik atak hastasıyım, xanas tolvon gibi ilaçları hastalandığım zamanlar kullandım ama geçmedi. Karanlıktan ve uzak gözlük kullanıyorum gece bir ara uyandığımda çok puslu görünce, körlük korkusuyla fırlayıp kalkıyorum. Beynim dünya hayat durmuş gibi hissediyorum o an kendimi, dışarı balkona atıyorum. Kalabalık ortamlarda, kasvetli havalarda atağı tekrar yaşıyorum. Çokta sinirliyim. Bana ne önerirsiniz? Teşekkür ederim.’
Merhaba, öncelikle geçmiş olsun. 6 yıldır panik bozukluk hastası olduğunuzu söylemişsiniz. Bu oldukça uzun bir süre. Bu sizin için çok zor olmalı. Panik atakta kişinin en büyük endişesi kontrolü kaybetmeye yöneliktir. Kontrolünü kaybetmemek için bulunduğunuz ortama da hakim olmak gerekir. Sizdeki görme problemi ortamın kontrolünü kaybettiğiniz duygusuna yol açmış. Panik ataklar sırasında nefes almama ve boğuluyor hissi açık ve temiz havaya ihtiyaç yaratabiliyor. Kalabalık ortamlar, dar mekanlar, panik atak hastaları için oldukça stres yaratan yerler. Ayrıca çok sinirli olduğunu yazmışsınız. Panik atakla geçen 6 yılın zorluğu kişide stres, depresif belirtiler, öfkesini kontrol edememe gibi birçok semptomu da beraberinde getirir. Panik… Devamını oku »
Bir okurumuz bize bu soruyu gönderdi:
‘merhaba ben 29yaşında bayanım uzun zamandır panik atak hastalıyla mücadele ediyorum 2013 de deliriyorum şizofren oluyorum korkusu yaşadım destek aldım ama kaygı bozukluğu şizofreniye neden olur mu ?’
(şahsi bilgileri gizliyoruz)
Merhaba, öncelikle geçmiş olsun. Panik atak hastalığıyla yaşamak çok yıpratıcıdır. Siz uzun süredir bununla yaşadığınızı söylemişsiniz. Bu sizin için çok zor olmalı.
Panik bozukluktaki en temel endişe kontrolü kaybetmeye, çıldırmaya yöneliktir. Sizin bahsettiğiniz şizofren olma korkusu da bununla ilişkili. Şizofreni hastalığının kontrolün kaybedildiği bir bozukluk olarak değerlendirilmesiyle ilişkilidir. Panik atak şizofreniye neden olmaz. Sizdeki bu korku tamamıyla kontrolü kaybetme duygusuyla alakalıdır.
Ancak panik atak az önce de söylediğim gibi birlikte yaşaması çok zor bir hastalıktır. Kesin tedavisi psikoterapi ile mümkündür. Psikoterapi alarak tedavi olabilir ve yaşam kalitenizi yükseltebilirsiniz.
Sağlıklı ve keyifli günler dilerim