Motivasyonun önemini hiç düşündünüz mü? Biz mesela zor durumlarda neden kendimize, yanımızda ki insana veya sevdiğimize moral veririz?
Destek olmak için. Eğer bir insanın artık bir şey için motivasyonu yoksa umudu yok demektir. Umudun bittiği yerde her şey biter. Birine nasıl moral veririz? İcabında bir iki kelimeyle veya sadece yardımcı elimizi uzatarak moral verebiliyoruz. Elimiz mi yoruluyor? Çok mu zorlanıyoruz? Hayır, aslında ufak ve tatlı bir dürtmeyle büyük bir etki yaratıyoruz. Motivasyon ruhumuzun gıdasıdır. Bize güç, moral, devam etmeye gereken enerjiyi verir. Motivasyon hem ruhumuza hem bedenimize ilaç gibi gelir. Dertlerimize merhem olur. Dayanmamıza güç verir. Kafamızı sağlıklı kullanmaya enerji verir. Motivasyonu sadece sorun yaşadığınız zaman kullanmayın. Sağlıklı bir yaşam için kendinizi her gün motive edin.

Bazılarımız yaşamdan bile zevk duymadıkları için psikoloğa giderler. Genelde psikologlar yardımcı olabiliyorlar. Başarının arkasında ne yatıyor? Psikologlarda mı motivasyon yapıyorlar?
Aslında psikologların böyle bir görevi yok. Fakat motivasyon ve etkisi üzerine devamlı araştırmalar yapılıyor. Elde edilen bilgiler motivasyonun insanlar üzerine çok büyük pozitif etki yarattığı devamlı ortaya çıkıyor. Ama bir psikolog sizi motive edip ve moral verip sağlığınıza kavuşturmuyor. Halk azıyla size gaz vererek sorunlarınızı çözmek psikologların eğitiminde yer almıyor. Bir psikolog sorunuzun kaynağını bulmaya çalışır, sizi sorunla karşılaştırır ve çözümü için sizinle bir yolculuğa girer. Bu yolculukta illaki ‘siz başarırsınız’ diye moral veren sözler kullanır. Ama böyle sözlerle sizin sorununuzu çözmez.

Psikologların tam tersine yaşam koçların çalışmalarında motivasyon büyük bir yer almaktadır. Ama motivasyon psikolojik çözümü olmadığı için, psikolojik rahatsızlık için yaşam koçuna gitmeyin. Yaşam koçu size iyi bir arkadaş ve dosttur. İyi bir dost gibi size doğruyu söyler ve acı da konuşabilir. Fakat size hep destek çıkar, moral verir. Yaşam koçunuz özel ve iş hayatınıza motivasyon kaynağınız olur ve uzun vadeli kendi kendinize motivasyon kaynağı olmanızı sağlar.
Açık konuşmak gerekiyorsa; iyi bir dostu olana aslında bir yaşam koçu lazım mı bilemiyoruz. Zaten yaşam koçluğu içinde çok sahtekârlar da var. Sizi zayıf bir ağınızda yakalarlar ve sözleriyle avuturlar. Karşılında bir fatura çıkar ki ortaya, tüm motivasyon ve enerjiniz anında tükenir. Her şeye rağmen bir şeyi unutmamalıyız. İyi bir yaşam koçu sizi ve hayatınızı pozitif etkiler. Size gereken yaşam, irade, sabretmek için gereken gücünüzü bulmanızı sağlar. Her dost bunu yapamaz ama yaşam koçunuz yapar. O sizi boş yere değil, doğru anda motive eder. Motivasyonsa tüm yaşamınızı yaşam koçunuzun sayesinde sağlıklı etkiler.

Kendisini devamlı motive etmeyi başaran bir insan daima daha sağlıklı yaşar. Motivasyon beynimizde başladığı için vücudumuz daha rahattır. Tansiyon gibi kalbimize zararlı olan, stresten kaynaklanan durumları önler. Vücudumuza pozitif etkileyen hormonları saçar ve en kötü durumlarda bile kendimizi mutlu his etmeyi sağlar. Mutluluksa tüm iç organlarımızı olumlu etkiler. Vücut direncimizi güçler. Hastalıklarda bile pozitif düşünmek pozitif etki yaratır ve sağlımıza kavuşmamızda her ilaçtan ve doktordan daha etkili olur. Mesela bazı denemelerde hastalara plasebo (boş/etkisiz) ilacı veriliyor ve insanlar iyileşiyorlar. İyileşmenin nedeniyse kendileri oluyorlar çünkü beyinleri kendilerine ilaç aldıklarını belirterek pozitif bir etki yaratıyor. ‘Takma kafana’ çok deniliyor ama bu lafı her zaman kolayına almayın. Arada hakikaten kafaya takmamayı denediniz mi? Deneyin. Her sorunu kafaya takmamaya bir deneyin. Size çok faydası olacaktır. Elinizde olmayan bir şeyi kendinize dert etmek sadece sağlınıza zararlıdır. Pozitif düşünün ve kendinize moral verin. Her sorun sağlıklı bir kafayla, sağlıklı bir bedenle daha iyi çözülür.

Para, ödül, mevki gibi hedefler bizim kastettiğimiz motivasyon değildir. Pozitif düşünmeyle her gün kendinizi yaşama ve mücadeleye moral vermenizdir. Kendinizi, ailenizi, dostlarınızı, hayatınızı, işinizi sevin. Her günün bize bir hediye olduğunu unutmayın. Her günü doyasıya yaşayın. Problemleri, sorunları ve dertleri bir yaşam mücadelesi olarak görün. Onlara çözülmesi gereken bir hayat ödevi gibi yaklaşın. Başaramadıklarınızı değil, başardıklarınızı ve başaracaklarınıza bakın. Dertleri dert etmeyin. Hiçbir şey dert etmeye değmez. Dert edilen dert sizi sadece frenler ve yakınlarınızı kötü etkiler. Onlarda sizin için üzülürler ve üzüntü üzerine üzüntü eklenir. Kendinizi bitkin, zayıf, halsiz his edersiniz. Kimseye, hatta kendinize bile faydanız olmaz. Adeta evden çıkacak kudreti zor bulursunuz. Ama bunların nedeni hayat, kader, kötü enerji veya başka bir şey değildir. Bunun nedeni daima siz kendinizsiniz. Ancak siz her şeyin altından kalkabilirsiniz ve en zor yaşam sınavlarını başarabilirsiniz. Yeter ki içinizde daima bir umut olsun ve bu umut sizin motivasyonunuz için bir hedef olsun.
Pozitif düşünmenizi sizden başka ne engelleye bilir ki?

Sayacak o kadar çok örnekler var ki, yazmakla bitmez. Biz ise örneklere vereceğimiz cevaplarla sadece fikir verebiliriz.

Her şey sizin elinizdedir. İçinizdeki umut ateşiniz hiç sönmesin. Kendinizi hayatın her sınavına hazırlayın. Kendinizi her gün motive edin. Kendinizi sevin. Yeteneklerinizin farkında olun. Gerekirse her güne başladığınızda aynaya bakın ve kendinizi sevmeyi öğrenin. Kendinize daima öz güveniniz olsun. Başarısızlıkları bir ders olarak kabul edin. Hatalar doğruları görmemize yardımcı ve bizim gelişmemiz için faydalı oluyor. İnsanı insan yapan hatalarıdır. Her hatanızdan sonra tekrar ayağa kalkın ve devam edin. Kendinizi her zaman ayağa kalmak ve devam etmek için motive edin. Söylemesi çok kolaydır. Uygulaması bizi çok yoruyor. Ama tüm yorgunlukların ardından gönül rahatıyla yatağa yatmak güzel değil mi?

Tüm umutlarınız size daima ışık olsun ve sizi hayatınız boyunca motive etsin
 

 

Kaynak
– Stephen M. Schueller ve Acacia C. Parks – Positive Psychology Research Into Increased Individual Happiness
– Christina M. Morana, James M. Diefendorffb, Tae-Yeol Kimc, Zhi-Qiang Liu – A profile approach to self-determination theory motivations at work
– Dr. Barbara Hanfstingl – Journal for Educational Research