Deprem > Travma > Yaşam
Türkiye bilindiği üzere doğal afetlerle karşı karşıya kalan bir ülkedir. Özellikle yakın zamanda yaşadığımız Van depremi Türkiye’yi adeta yasa boğmuş ve bizleri derinden üzmüştür. Maalesef ülkemizde yaşanan deprem ve seller bir çok can ve mal kaybına sebep olmuş ve ardında acılar bırakmıştır.
‘Bu gibi durumlar kendimize hayatımız üzerinde ne kadar kontrolümüz var?‘ sorusunu gündeme getirebilir.
Peki bizi psikolojik olarak sarsan bu durumlar bizi nasıl etkilemektedir?
Biz bu psikolojiyle nasıl baş etmeliyiz?
Gelin hep beraber bu konu üzerinde düşünüp konuşalım.
Yaşanan doğal afetlere karşı insanlar çeşitli tepkiler gösterirler. Bu tepkiler çeşitli olmakla birlikte insanların kişilik yapılarına göre değişmektedir. Bu normal bir durum olmakla birlikte etkileriyle nasıl mücadele edebileceğimiz konusunda bilinç oluşturmamız, bu etkileri hafifletmek ve daha çabuk kurtulmamızı sağlamak açısından son derece önemlidir.
Ölümle yüz yüze gelmiş olmak, deprem sel gibi afetler yaşamak, yaralanmak gibi olaylar travmatik olaylardır. Travma etkisi bazı kişilerde hemen etkisini gösterebilirken, bazılarında bu durum yıllar sonra ortaya çıkabilir. Kişinin bunları tecrübe etmesi, yaşamı tehdit eden böylesine bir olay insanlarda bununla başa çıkma yeteneğini azaltabilir.
Deprem, korku ve stres yaratan aniden gelişen ve insanı sarsan bir durumdur. Böylesine bir durumu tecrübe eden kişi çeşitli psikolojik evrelerden geçer.
İlk Evre – Şok Etkisi
- İnsan donuklaşabilir. Yaşamdan kopmuş gibi hissedebilir. Suçluluk, endişe, öfke duyabilir. Birkaç gün yemek yiyemez hale gelebilir, olayın etkisi altında sürekli o anı hatırlar durumda olabilir. Dikkati toplayamama ve uyuyamama gibi şikayetlerle karşı karşıya kalabilir. Yaşadığı olayı sürekli paylaşma ihtiyacı içinde olabilir. Unutulmamalıdır ki bunlar normaldir!
İkinci Evre – Pasifleşme Dönemi
- Duygusal bir geri çekilme söz konusudur. Kişi olumsuzluklara karşı tepki göstermeyen, buyruklara boyun eğen bir konumda ve etkiye açıktır.
Üçüncü Evre – Toparlanma Dönemi
- Bu durumda kaygı düzeyi yüksektir. Endişe görülür. Yaşadığı olumsuzlukları sık sık yaşar, rüyalar görür, irkilir ve uyku bozukluğuyla karşı karşıya kalabilir. Kişi travma sonrası stres yaşayabilir. Bunlar panik atak, depresyon, sosyal fobi alkol ve madde bağımlılığı şeklinde kendini gösterebilir.
Her insan travmatik durumlardan iyileşme göstermesi farklı olabilir. Şayet içinde bulunduğunuz durumla baş edemeyecek durumdaysanız, sizi rahatsız eden durumlar, korku ve kaygılarınız iki haftadan fazla sürmekteyse bir uzmana baş vurmak çok iyi bir çözüm olacaktır. Yardım almaktan korkmayın, uzman size uygun olduğunu düşündüğü yöntemlerle size yardım edecek ve bu süreci daha az sıkıntılı geçirmenize olanak tanıyacaktır. Bu dönemde ailenizle ve arkadaşlarınızla zaman geçirmek ve onlarla iletişim halinde olmak, yaşadıklarınızı onlarla paylaşmak size yarar sağlayacaktır. Duygu ve düşüncelerimizi bastırmak, savunma mekanizmamızın azaldığı dönemlerde ki, bu dönemler ilerleyen zamanlarda ortaya çıkabilir, duygularımızı daha yoğun ve şiddetli bir şekilde yaşamamıza neden olabilir. Duygu ve düşüncelerini bastıran insanlarda koroner kalp hastalıkları ve hızlı seyreden kanser hastalıklarına karşı yatkınlık olduğu görülmektedir.
Rutin hayatınıza geri dönmeyi denemelisiniz!
Kendinize zaman tanıyın. İş veya eğitim hayatınıza devam edin. Günlük yaşantınızı geri kazanın. Normal aktivitelerinize dönün. Eğer hazır hissediyorsanız neler yaşadığınızdan ve hislerinizden yakın çevrenize bahsedebilirsiniz. Sizi rahat hissettirecek, size keyif verecek aktivitelerde bulunabilirsiniz. Alkol ve madde bağımlılığından uzak durmalısınız! Araba kullanırken, yemek yaparken ya da bir makine kullanıyorsanız bunları dikkatlice yapmaya çalışın çünkü bu dönemler konsantrasyonunuzun düşük olduğu dönemlerdir. Kazaya ve fiziksel hastalıklara yatkınlık gösterebiliriz.
Bol bol dinlenin, şayet uyku probleminiz varsa düzenli yemek yemeye özen gösterin, düzenli egzersiz yapın örneğin yürüyün, bisiklete binin. Rutin bir hayata geçmeye hergün biraz da olsa özen gösterin.
Kahve, sigara ve çaydan uzak durun. Rahatlatıcı müzik dinleyin. Sıcak duş, meditasyon, yoga gibi sizi rahat hissettirecek uğraşlar size iyi gelecektir. Hergün keyif aldığınız en az bir şeyi yapmaya çalışın. Bunu günlük olarak listeleyin. Bu dönemde önemli kararlar almaktan çekinin. Örneğin iş değiştirmek ve taşınmak gibi. Yaşadığınız travmatik olayla ilgili düşünceler, rüyalar ve geri dönüşler yaşayabilirsiniz. Bunlar normal durumlardır, savaşmayı denemeyin, zamanla azalacağını aklınızdan çıkarmayın, gerçekle azar azar yüzleşmeye çalışın. Bazı insanlar günlük tutmayı faydalı bulur. Bunu deneyebilirsiniz, duygularınızı yazmak her zaman size yardımcı olan iyi bir yöntemdir.
Unutmayın, hayat devam ediyor ve yaşamak, herşeye rağmen güzeldir.
Kaynak
www.psychology.org.nz
www.iibf.deu.edu.tr
Güzel yazı olmuş
Psikolog Ahmet Ferzende